Cildin Erken Yaşlanmasını ve Kırışmasını Önleme Yolları
Yaşlanma
Nedir?
Yaşlanma, hücrenin zayıflaması, hücre rezervlerinin azalması
ve normal hücre fonksiyonlarının oluşumunda aksamayla seyreden bir süreçtir.
Yaşlanma bir çeşit önceden tasarlanmış olgudur. Genetik bir programın neticesi
ya da türlerin genetik özelliklerine göre planlanmış bir saat gibi. Yaşlanma
genetik yatkınlığın yanı sıra, fonksiyonlarda azalma, homeostatik bozukluklar
ve ölümle sonuçlanan gen ve proteinlerdeki kümülatif harabiyet olarak ta
tanımlanabilir.
Yaşlanma
çeşitleri ve nedenleri
Yaşlanmak bir hastalık değil, doğal bir süreçtir. Bu süreçte
ilk olarak cilt ve saçlarda değişimler gözlenir. Yaşlanma 30’lu yaşlarda başlayıp, 50’li
yaşlara kadar yavaşça devam eder. Sonraki yaşlarda ise hızlanır. Ciltte
elastikiyet kaybı, incelme, deformasyon, sarkma, kırışıklıklar, gevşeme;
saçlarda seyrekleşme, beyazlama ve kalitesinin bozulması belirgin bir şekilde
kendini gösterir. Tabii iç ve dış etkenlerle oluşan bu değişimler kişiden
kişiye farklılık gösterebilir.
İç
ve dış etkenlere bağlı yaşlanma çeşitleri bilimsel olarak şöyle ifade edilir:
·
İntrinsik (iç) yaşlanma: Kronolojik yani takvim
yaşlanması olup, biyolojik yaşlanma süreci anlamına gelir. İşte bu sebeple
doğduğumuz andan itibaren zamanla birlikte yaşlanmaya başlarız. Ve maalesef
zamanı kontrol altına alamayız ama sağlıklı yaşlanabiliriz.
·
Ekstrinsik (dış) yaşlanma: Çevre kirliliği, UV ışınları
(foto-yaşlanmaya sebep olur) ve serbest radikallerin etkisiyle oluşan yaşlanma
sürecidir.
Yaşlanmanın
birincil nedenleri;
Serbest radikal hasarı
Glycation – Şekerin proteinlere zarar vermesi
Hücresel yaşlanma
İkincil
nedenleri;
Dolaşım sorunları
Stres
Toksinlerin birikmesi
Beslenme eksikliklerinden kaynaklanan hücre hasarı
Yaşlılıkla
birlikte insan derisinde azalan fonksiyonlar;
Hücre yenilenmesi,
Bariyer fonksiyonu,
Kimyasal arınma,
Hislerin algılanması,
Mekanik korunma,
Yara iyileşmesi,
İmmün – bağışıklık sistemine bağlı cevaplar,
Isı ayarlanması,
Ter salgılanması,
Yağ salgılanması,
D vitamini üretimi,
DNA onarımı
Ciltte Doğal Yaşlanmayı Nasıl Yavaşlatabiliriz?
·
Yaz aylarında güneş ışınlarının çok güçlü olduğu öğlen
güneşinden kaçınınız.
·
Bazı sebze ve meyvelerin dikkatle cilde tatbik
edilmeleri, C vitamini içeren ürünlerin kullanılması cilt için oldukça
faydalıdır,
·
Dikkatli ve dengeli bir beslenme gerekir. Şeker ve
şekerli yiyecekler, hamur işleri, işlenmiş hazır ve yapay gıdalardan uzak
durmak, fazla kilodan korunup sağlıklı ve doğal yiyeceklerle dengeli beslenmek,
yaşam biçimi olmalıdır.
·
Ayrıca bol bol su için ve yaz aylarında su miktarını
artırınız. Bunu sıradan bir uyarı olarak görmeyin, suyun cildinize
sağlayabileceği yararlardan faydalanın.
Erken Yaşlanmaya Sebep olan
Serbest Radikaller Neler?
Serbest radikaller, hava kirliliği, sigara, şehir hayatı, kimyasallar,
toksinler, radyasyon, okside olmuş yağlara bağlı olarak vücutta oluşan doğal
tepkime molekülleridir. Aslında bunlara saldırgan, haydut moleküller de
diyebiliriz.
Vücudun bu molekülleri nötralize edebilmesi, vücuttaki
enzimler ve vitaminlere bağlıdır. Ancak yaşlandıkça bağışıklık sistemi zayıf
düşeceğinden, savunma yok olacak ve yenileme süreci azalacaktır. Yetersiz
kalınan bu durumlarda devreye antioksidanlar girer. Antioksidanlar serbest
radikalleri etkisiz hale getirebilecek en iyi ajanlardandır.
Serbest radikaller hücreyi oluşturan moleküllerden elektron
çalarak stabilite sağlarlar. Hücrenin sürekli hasra uğraması, fonksiyonlarını
yitirmesine ve ölüme neden olmaktadır. Belli miktarda hücre hasara uğrarsa,
organlarda da hasar oluşur. Bu da hastalıklara yol açar. Oksijen moleküllerinde
4 çift elektron bulunur. Dışarı etkenler elektron yok ederler. Tabii ki diğer
moleküllere de savaş başlar. Savaşta serbest radikaller başka moleküllerden
elektronu çalarlar ve yeni serbest radikal oluştururlar. Zincir şeklinde devam
eder, fakat zincirin yapısı bozulduğundan hücre zarının bozulmasına neden olur,
erken yaşlanmalar ve hastalıklar kendini göstermeye başlar. Antioksidanlar ise
kaybolan molekülleri yerine koyarak normal oksijen molekülleri oluştururlar, bu
şekilde serbest radikalleri etkisizleştirirler.
Antioksidanlar Erken
Yaşlanmayı Önler mi?
Sağlıklı ve doğal yiyeceklerle doğru beslenme, serbest
radikallerin zararlarını en aza indirir. 30 yaşından sonra hücre yenilenmesinin
azaldığını düşünürsek, bu dönemde cildimize daha iyi bakmamız gerekmektedir. Sağlıklı
beslenme ve yaşamaya ilgi giderek artmaktadır. Yanlış ve kötü beslenme birçok
hastalığın habercisi olmaktadır. Mevsiminde doğal olarak yetiştirilmiş
sebzeleri taze, meyveleri olgun tüketerek, antioksidanlarla erken yaşlanmanın
önüne geçebiliriz.
Antioksidanlar vücudun doğal savunma mekanizmaının
parçasıdırlar. Serbest radikallere yapışıp onları etkisiz hale getirerek cildi
korurlar.
Bitki çayları –yeşil çay, siyah çay, biberiye vb.- sağlık ve
güzellik için çok iyi bir antioksidan görevi görür.
Cilt üzerine sürülerek uygulanan C vitamini, cildi 2-3 gün
boyunca serbest radikallere karşı korur. Yıkanarak çıkmadığı için yararı çok
uzun dönem sürer.
·
A vitamini – havuç, domates
·
B vitamini – buğday, bulgur
·
C vitamini – çilek, limon
·
D vitamini – yumurta, yoğurt
·
E vitamini – fındık, ceviz, badem
·
Polifenol – üzüm çekirdeği
·
Kateşin – yeşil çay
·
Likopen – domates
Meyve ve sebzelerin rengi ne kadar canlı ve parlaksa –kızılcık,
böğürtlen, çilek, domates- bağışıklık sistemini güçlendirme ve antioksidan
etkileri o kadar fazladır.
Antioksidanlar, cilt dokularındaki vitamini stabilize
ederler. Hastalıklara ve erken yaşlanmaya karşı korur, serbest radikalleri
avlar ve cildi pürüzsüz hale getirip, sıkılaştırılar.
Fitobesin beslenmeniz ne kadar çeşitli olursa, o kadar yarar
sağlar.
Doğal olarak yetiştirilmiş, parlak meyve ve sebzelerde
bulunan fitokimyasallar, vücudu dejenerasyona karşı koruyan antioksidanlardır.
Birçok cilt hastalığına karşı kesin tedavi yöntemi olduğunu
kesinlikle söyleyemesek de, sağlıklı ve besleyici gıdalarla cildimize çok büyük
bir koruma sağlarız.
Peki,
bu cildimizi besleyen gıdalar ve maddeler neler?
Alfa
Hidroksi Asitler (AHA’lar)
Meyve asitleri olarak bilinirler. Ciltte eksfoliasyon
işlemini hızlandırırlar. Eksfoliasyon, cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin
dökülmesi işlemidir. Cilt bu sayede daha fazla canlanır. Çünkü ölü hücreler
cilt yüzeyinde kalırsa ciltte tıkanıklık oluşturabilirler.
Meyve asitlerinin konsantre formu önem taşır. Konsantrasyon
ne kadar yoğun ise ürün o kadar etkilidir ama bir o kadar da tahriş edicidir.
Cildin güneşe karşı duyarlılığını arttırırlar. Alfa hidroksi asitleri
kullanılıyorsa, doğal güneş kremi kullanmak gerekir. Alfa hidroksi asitlerin
yoğunlukları fazlalaştığında, mesala gece sürülen meyve asitli bir krem 24 saat
etkinliğini devam ettirip diğer gün dışarıya çıktığımızda cildi tahriş edebilir
ve ciltte lekeler oluşabilir. Güneşe karşı duyarlılık nedeni, ciltte soyucu
etki yapması ve cildin ilk yüzeyindeki bariyeri savunmasız bırakmasıdır.
Laktik asit ve glikolik asit, egzama ve sedef hastalığının
tedavisinde etkilidir. Kırışıklık azaltıcı ve nemlendirici özelliği vardır.
Beta hidroksi asitler (örneğin söğüt kabuğunda bulunan
salisilik asit ) büyük ölçüde alfa hidroksi asitlerle aynı etkiye sahiptir.
Meyvelerde
bulunan cilt için önemli alfa hidroksi asitler:
Laktik asit ( domates ve ayrıca süt)
Glikolik asit ( şeker kamışı)
Oleik asit ( zeytin ve zeyinyağı )
Malik asit ( Elma ve sirkesi )
Tartarik asit ( üzüm ve sirkesi )
Sitrik asit ( limon, narenciye, ananas)
Asetik asit ( olgunlaşmamış üzüm )
Enzimler
Doğal olarak cildi eksfoliye eder ve parlatır. Meyve ya da
sebze püreleri, cilt tedavisinde cildi sıkı ve canlı gösteren uyarıcı enzimler
içerir. Örneğin koenzim Q10 yani “gençlik” yakıtı, cilt hücrelerinde doğal
yollardan oluşur ve besini enerjiye çevirmeye yardımcı olur.
Enzim seviyesinin artması hücre yenilenmesini ve
elasktikiyeti arttırır.
Meyvelerde
bulunan cilt için önemli enzimler:
Papaya
Ananas
Flavonoidler
Bitkilerin kendilerini böcek saldırılarından ya da yoğun UV
ışınlarının zararlarından korumak için ürettikleri organik moleküllerdir.
Serbest radikalleri ortadan kaldırarak virüslerle savaşırlar. Alerjileri
önlemeye yardımcı olurlar.
Flavonoid
açısından zengin gıdalar:
Yeşil çay
Soğan
Elma
Turunçgiller
Retinoidler
A vitamini türevidir. Retinoik asit gibi güçlü retionoidler
yalnızca reçeteyle satılır. Kozmetik kremlerde retinil palmitat ve retinol gibi
hafif türevleri bulunur.
Cilt yaşlanmasına karşı savaşırlar.
VİTAMİNLER
Cildi koruyan vitaminler, beslenme yoluyla serbest
radikalleri nötralize eder. Güçlü ve dengeleyici vitaminlerin haricen cilde
uygulanmasıyla erken yaşlanmanın etkileri azaltılabilir.
Cilde
haricen uygulanan vitaminler
A vitamini ( kırışıklık azaltıcı)
C vitamini ( parlaklık ve renk verir)
E vitamini ( cildin dokusunu iyileştirir)
A
vitamini
- Saçları ve mukoza dengesini korur.
- Sindirim, solunum ve bağışıklık sitemini destekler.
- Göz kemik ve diş sağlığında yaraların hızla iyileşmesinde
etkendir.
- Cildin doğal sağlığını destekler.
- Cildin esnekliğini geliştirir. Nemliliğini artırarak daha
fazla esneklik ve yumuşaklık sağlar.
- Foto-yaşlanma belirtilerini azaltır.
- Yağda çözünür ve vücutta depolanır.
- Fazla miktarda alınması deriyi kalınlaştırabilir.
Kabalaştırır veya zehirlenmelere neden olabilir.
- A vitamini için güzlük doz 5.000IU’dur.
- Dışarıdan alınırken yemeklerle birlikte alınması daha
yararlıdır.
- A vitamini cildi güneşten korur. Fakat UVA, A vitaminini
tahrip eder.
- Cildinizin vitamin stoklarını serbest radikallerin
saldırısından korumak için , cildinizi antioksidanlarla desteklemeniz gerekir.
- Cildinizi koruyacak yeterli A vitamini temini için, A
vitamini içeren yağları veya kremleri cildinize doğrudan sürmeniz çok
önemlidir.
- A vitamini en çok yumurtanın sarısı, peynir, karaciğer,
böbrek, yürek, domates, kavun, kayısı, karnabahar, havuç ve vişnede bulunur.
B
vitamini
- Hücrelerin gelişimi için enzimlerin oluşmasına yardımcı
olur. Cilt için B6 vitamini önem taşımaktadır. Enfeksiyonlara neden olan
kimyasalları kontrol eder, etkisiz hale getirir.
- B vitamini eksikliği, deri sorunlarına yol açabilir.
- Suda çözünür. Ter ve idrar yolu ile vücuttan atılır. Bu
nedenle c vitamini depo edilemediğinden günlük olarak takviye edimelidir.
- B vitamini en çok bira mayası, karaciğer, baklagiller, yumurta,
doğal buğday ve tohumlarda bulunur.
- B3 vitamini (niasin)sığır eti, tavuk, yumurta ve sütte
bulunur. Vücutta enerji üretilmesini sağlar. Sinir ve sindirim sisteminin
sağlıklı kalması için etkilidir. Yüksek dozu ciltte kızarıklığa uzun süre
yüksek doz kullanımı da karaciğer tahribatına nende olabilir. B3 vitamininin
günlük maksimum kullanım dozu, 17 mg’dır.
- B6 vitamini, karaciğer, tavuk, hindi, morina balığı, tahıl,
yumurta, sebze, soya fasulyesi, yer fıstığı, süt ve patateste bulunur.
Karbonhidrat ve proteinlerden alınan enerjinin saklanmasını, oksijeni
dolaştıran hemoglobinin oluşmasını sağlar. Yüksek dozda alındığından kol ve
bacaklarda hissizlik oluşabilir. B6 vitaminin günlük maksimum dozu 10 mg’dır.
- B12 vitamini, kırmızı et, karaciğer, somon balığı, morina,
süt, yumurta ve mayada bulunur.
- B12 vitamini, alyuvar üretimini, sinir siteminin sağlıklı
tutulmasını, folik asit işlenmesini sağlar. B12 vitaminin günlük maksimum dozu
12 mg’dır.
C
vitamini
- Kolajen liflerinin yapıtaşları olan prokolajeni üretir.
Hücre yenilenmesini ve sıklığı sağlar.
- Cildin şeffaflaşmasına yardımcı olur.
- Serbest radikalleri temizler.
- Kılcal damar duvarlarını güçlendirir.
- Cilt sağlığına yardımcı olur.
- Cildin bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Suda çözünür. Ter ve idrar yolu ile vücuttan atılır. Bu
nedenle c vitamini depo edilemediğinden günlük olarak takviye edilmelidir.
- C vitamini en çok çilek, kivi, narenciye, domates, kabak,
karnabahar, biber, biberiye ve maydanozda bulunur.
- Hücrelerin korunmasını, demirin vücutta emilimini sağlar.
- C vitaminin günlük maksimum dozu 1,000mg’dır. Yüksek dozda
alınırsa karın ağrısı ve ishale sebep olabilir.
D
vitamini
- Kalsiyum emilimi ve kemik oluşumu için çok gereklidir.
- Yar iyileşmesinde ve doku iyileştirmede önemli bir rolü
vardır.
- Sentezi için alınan gıdalar yeterli olmaz, güneş ışığı
gereklidir.
- Yağda eriyen vitaminlerdendir. Vücutta depolanır.
- Eksiklik durumunda takviye edilmesi gerekmektedir.
- D vitamini en çok yoğurt, peynir, yumurtanın sarısı ve
balık yağında bulunur.
E
vitamini
- Yaşlanma sürecini geciktirir.
- Cilt hücrelerini ve hücre zarlarını korur.
- Kolajen üretimini kontrol eder. Yıkımını yavaşlatır.
- Cilt kuruluğunu giderir.
- Yağda eriyen vitaminlerdendir. Vücutta depolanır.
- Eksiklik durumunda günde 200-400Iu’luk E vitamini alınması
ve sabah saatlerinde tercih edilmesi önerilir.
- E vitamini en çok zeytinyağı, soya yağı, tereyağı, kaymak,
hindistancevizi ve kuruyemişlerde bulunur ( fındık,ceviz,badem vs).
K
vitamini
- Yaraların iyileşmesini, kemiklerin güçlenmesini sağlar.
- Brokoli, ıspanak, bitkisel yağlar, tahıl ve peynirde
bulunur.
Beta
Karoten
- Cilt ve mukoza astarının sağlıklı olmasını sağlayan A
vitaminine dönüşür, enfeksiyonlara ve gece görme zorluklarına karşı bağışıklık
sitemini güçlendirir.
- Sarı ve yeşil yapraklı sebzeler, ıspanak, havuç, kırmızı
biber, mango, kavun ve kayısı gibi sarı ve turuncu renkli meyvelerde bulunur.
- Sigara içenler ve asbeste maruz kalanlarda akciğer kanseri
tiksini arttırır. Fazla alınması durumunda da kanser riskini arttırır.
- Beta karotenin günlük maksimum dozu 7 mg’dır.
Biotin
- Vücudun, gıdayı enerjiye dönüştürmesini sağlar.
- Böbrek, karaciğer, yumurta ve kuru meyvelerde bulunur.
- Biotinin günlük maksimum dozu 0.9 mg’dır
Folik
Asit
- Sağlıklı alyuvar oluşumun ve nöral yollardaki bozuklukların
azaltılmasını sağlar.
- Yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, Brüksel lahanası,
bezelye, portakal, nohut, kahverengi pirinç ve muzda bulunur.
-Yüksek dozda alınırsa sinir sisteminde harabiyet yapabilir,
yalşılarda B12 emilimini zorlaştırabilir. Folik asitin günlük maksimum dozu 1
mg’dır
Cilt Yaşlanma Hızını Genetik
Miras mı Belirler?
Genler cildin nasıl tepki vereceğini, nasıl yaşlanacağını
belirler. Ebeveynlerden gelen genleri, yaş barometresi olarak adlandırırsak, bu
yolda dikkatli davranıp çıkabilecek sorunlara karşı kendimizi koruma altına
alabiliriz.
Yaşlanma hızını genetik faktörler etkiler ama bunu durdurmak
ya da önlemek bizim elimizdedir. 20’li yaşlardan itibaren düzenli olarak ayda
bir kere yapılan cilt bakımı, cildinizin geleceğinin aynası olacaktır. Evimizde
yapacağımız günlük cilt temizliği ve makyaj sonrası temizleme de göz ardı
edilmemesi gereken önemli noktalardandır.
İlerleyen yaşlarda ise özellikle menopoz döneminde, östrojen
eksikliğinde cilt yaşlanması ve kuruluğunu önlemek için de cilt yapısına göre
birçok bakımlar uygulanabilir.
Cilt için en önemli adımlar
·
Düzenli egzersiz. Besinlerin daha hızlı emilmesini
sağlar.
·
Dengeli beslenme. Temiz ve pürüzsüz cilde sahip
olmamızı sağlar.
·
Yeterli uyku. Uyku problemi, kolajen ve keratin
üretimini azaltır.
·
Derin solunum. Cilde oksijen sağlar.
Anti-aging Nedir?
Kelime anlamı “Yaşlanma Karşıtı” dır. Ancak sadece
güzelleşmek adına kullanılamaz, bir tedavi biçimi olarak görülmelidir.
Anti-aging’te amaç, olanı korumak ve oluşabilecek
deformasyonların önüne geçip, yaşlanmayı mümkün olduğunca yavaşlatıp,
geciktirmektir. Dolayısıyla kişinin kendini kontrol altına alabilmesi için
tetkik yapılıp, kişisel sağlık profili belirlemeli, yaşlanmanın ne derecede
olduğu saptanarak, sağlık profesyonelleri tarafından kişiye özel anti-aging
tedavi programı –doğru beslenme, anti-oksidan alımı düzeyi ve dozu, egzersiz
programları, doğru kozmetik kullanımı şeklinde- oluşturulmalıdır. Bu
uygulamalrı yapan tıp bölümleri de vardır.
Anti-aging
Tonik
Malzeme;
1 tutam yeşil çay
1 tutam nane
500 ml su
1 tatlı kaşığı elma sirkesi
1 tatlı kaşığı bitkisel gliserin
2 damla nane uçucu yağı
Hazırlama;
500 ml su kaynatılır, 250 ml’si porselen veya cam bir
bardakta yeşil çayın üzerine dökülerek demlenir.
Ayrı bir porselen veya cam bardakta nane ve biberiye 15
dakika süreyle demlendirilir.
Sonra yeşil çayın içerisinden 50 ml, nane ve biberiye çayının
içinden de 50 ml alınır. İkisi başka bir kapta karıştırılır. İçerisinde bitkisel
gliserin, elma sirkesi ve nane uçucu yağı ilave edilir. Cam bir şişeye konulup,
buzdolabında muhafaza edilir. Buzdolabında 15 gün saklanabilir. Her gün cilde
uygulanır.
Anti-aging
Kremi
Malzeme;
25 gr karite yağı (shea butter)
5 gr balmumu
10ml üzüm çekirdeği yağı
15 damla doğal gülsuyu
Hazırlama;
Karite yağı, ufalanmış balmumu ve üzüm çekirdeği yağı cam bir
kaseye konarak benmari usulü eritilir. Eriyene kadar karıştırılır. Eridikten
sonra su banyosundan alınıp karıştırılmaya devam edilerek, içerisine yavaş
yavaş gülsuyu (damlalıkla damlatılarak) eklenir. Tahta bir kaşıkla saat yönünde
krem kıvamına gelene kadar karıştırılır. Daha sonra cam krem kaplarına
aktarılır. Buzdolabında 6 ay saklanabilir. Her gün nemlendirici olarak
kullanılabilir.
Boyun
bölgesinin erken yaşta kırışmasını önlemek için;
Malzeme;
20 ml üzüm çekirdeği yağı
10 ml avokado yağı
10 ml katı Hindistan cevizi yağı
Hazırlama;
Katı hindistancevizi yağı benmari usulü eritilir. Ayrı bir
kapta üzüm çekirdeği ve avokado yağları da benmari usulü ısıtılır ve eritilen
hindistancevizi yağının içerisine ilave edilir.
Hazırlanan karışım cam bir şişeye konur.
Boyun bölgesine masaj halinde uygulanır. Haftada bir
tekrarlanır.
Kaynak; Sade Güzellik – A’dan Z’ye Kozmetikler / Seda
Sakacı kitabından alıntılar
Hiç yorum yok :
Yeni yorumlara izin verilmiyor.