Ruhsal aydınlanmanın sembolü, Kalp Çakrası, Venüs Gezegeni , Hastalıkların Tedavisinde, Güzellik Bakım ve GÜL
GÜL KOKUSU, Kozmik âlemi, açılan âlemi temsil ediyor. Nebulalar gibi... Rengi de öyle. Sufilikte kalp gözünün, iç gözün açılmasını temsil ediyor. Kalb gibi, âlemler gibi yaprakları kat kat. Gül nasıl açılıyor? Bir merkez etrafında spiral bir oluşum gösteriyor. Bize, merkeze gelmeyi, vahdete gelmeyi gösteriyor. Aroma terapisinde gül kokusu, beyindeki nöron ağlarının güçlendirilmesinde kullanılıyor. Onun için, manevî konuda ilhamlara ve onun yaratımına, maddî âleme taşımaya çalışıyorsan, gül yağını üçüncü gözüne ve burun deliklerine sür, ama saf gül yağı olsun.
Merkezî, dairesel bir yapılanma gösteren gül, her şeyden önce, merkeze ulaşılmış olmayı simgeler.
Merkez, Dış çalışmayla değil, ancak uzun bir 'iç çalışma' (duygularını, düşüncelerini, imajinasyonunu, niyetlerini denetleyebilme vs.) sayesinde edinilebilen bir şuur halini, yani nefsaniyetini yenmiş, kendini her bakımdan denetleyebilen, aydınlanmış, uyanmış insanın şuurunu, kısaca, spirituel aydınlanmayı, varlığın "spirituel tesir "i kendi başına çekip aktarabilecek duruma gelmesini ve bu duruma erişen varlığı simgeler.
Gül hem zaman, hem ebediyet’tir; hem yaşam hem de ölümdür, hem doğurganlık hem de bekarettir.
Gül mükemmelliktir, tamamlanmanın, yaşamın gizeminin, hayatın kalp merkezinin, bilinmeyenin sembolü olup güzellik, zerafet, mutluluk sembolüdür.
Dişil tanrıçaların çiçeği olarak gül; sevginin, hayatın, yaratılışın, doğurganlığın ve insandaki dişil gücün sembolüdür.
Gül, Sufilik’te ruhsal aydınlanmanın ve kalp gözünün açılmasının sembolüdür.
Anne Marie Schimmel’e göre gül, İlahi Cemal’in yüce tecellisi veya maşukun (sevgilinin) yanağının simgesi ve bülbül de can kuşudur. Gül-bülbül ise güller çiçek açtığında dokunaklı bir şekilde ötmeye başlayan kederli bülbülü; özlem çeken ruhu sembolize eder. Başka bir deyişle gül ve bülbül simgeleriyle hissedilen mistik, tasavvufi bir aşk tarif edilmeye çalışılmıştır.
İslam sembolizminde gül peygamberin kanını temsil ederken, Hz. Muhammed’in vahiylerini aldığı zamanlar ortalığın gül koktuğu rivayet edilir.
Bir hadiste “Kırmızı gül Allah’ın Muhabbeti’nden bir parçadır” denilmektedir.
Gülün Sufi literatüründe yer almasının nedeni İlahi Sevgi’yi kucaklayarak yaratılan ve bu yol için bir gerçeği teşkil eden Birlik düşüncesinin gerçekliğini mükemmelen ifade edebilmesi, bunu mümkün gösterebilmesidir.
Gül renklerinin özellikleri neler?
Kırmızı gül; eril enerji olan güneşle, tutku, yaratıcılık, hazlar ile; beyaz gül; ayla sembolize eden dişi enerji ile, masumiyetle örtüşür. Tüm renkleri içinde barındıran siyah gül, egomuzu yenmiş olmayı, sembolik olarak cennetin 7. katını, hakikatin rengini ve aydınlanmış olmayı temsil eder.
Mistik Gül’ün taç yaprakların rengi ve sayısı sembolizmde önemli bir yer tutar; sarı gül “kelime”yi, kırmızı gül “ilahi bilgi”yi, beyaz gül “yol”u, Siyah gül ise “gerçeği” temsil eder.
………………
Mistik merkez, kalp GÜL sembolüyle ilişkilendirilen sembolleridir. Bu sembolleme, insanların KALP ÇAKRASI’nın varlığını ve işlevini bilmeleri ile ilişkilidir.
Aslında Kalp ile vurgulanan da hep Kalp Çakrası ve bu çakranın işlevidir.
Akıl ve idrak yeteneklerinin merkezi olarak kabul edilen Kalp Çakrası, semavi kalbe bağlayan spiritüel bir güç ve kapsama sahip olarak görüldüğünden ruhsal enerjinin bize sağladığı büyük sezgi gücünün de merkezi konumundadır.
Büyümeyi ve ilerlemeyi hızlandıran bir özelliğe sahip olan Yeşil renk enerjisinin emildiği Kalp Çakrasının Aromaterapide ilişkilendiği KOKU da GÜL’dür.
Gül yağı, Kalp enerjisini uyarır ve kalp çakrasını açar.
Tüm çakraların enerjetik beden –aura üzerinde yansımaları vardır. Doğal kokularla enerjetik beden - aura üzerinde etki yaratabilir, uygun yağların kokularıyla kendinize destekçi olabilirsiniz.
Öz yağda denilen bu kokulu yağlar, bitkilerin kendi özünü içerir, limbik sistemi etkiler ve deri tarafından emilirler.
Kadim dönem medeniyetleri, medikal uygulamalardan kutsal alanların kokulandırılmasına, güzellik uygulamalarından duygusal durum düzenlemeye kadar bir çok konuda öz yağları kullanmıştır.
………………..
Dişil arketiplerin söz konusu olduğu VENÜS gezegeninin yönettiği, Kalp çakrasının sağlıklı ve dengeli bir enerji ile çalışmasını Venüs Enerjisi sağlar.
Venüs enerjisi, kendini ve başkalarını sevme, şefkat duyma duygusunu yayarken, yüksek benliğimizle ve daha yüksek doğamızla bağlantı kurma noktasıdır.
Kalp çakrası vasıtası ile daha derin varlığımızla gerçekliğe ve içsel amacımıza dokunmayı öğreniriz.
Kalp çakra bize kendimizi sevmemiz gerektiğini öğretir. Eğer biz kendimizi sevmiyorsak başkalarının bizi sevmesini bekleyemeyiz.
Dışarıya yaydığımız bize geri dönecektir. Ancak kendimizi sevip takdir edersek, aynı şekilde bizi destekleyip, sevecek ve takdir edecek olayları ve insanları çekebiliriz.
Eğer kendimize karşı sevgimiz yoksa bu sefer başkalarından bunu talep eder, boşluklarımızı doldurmalarını isteriz. Kendimizi sevdiğimizde ise, sevgi bizden diğerlerine akar ve çevremize böyle insanları çekeriz.
………………..
14. yy’dan itibaren tıp kitaplarında geçen gülün ;
- Hastalıkların tedavisi için ilaç olarak tıp alanında
- Güzel kokusu ile aromaterapide ,
- Güzellik reçetelerinde yer alarak kozmetik alanında
kullanıldığını görüyoruz.
Osmanlı tıbbında gül “soğutucu” etkisi esas alınarak tedavide kullanılmıştır. Gül, “birinci derecede soğuk” ve “üçüncü derecede kuru” nitelikleriyle, ilaç yapımında kullanılmıştır.
Göz hastalıklarını tedavi konusunda, tıp kitaplarında en başta gelen reçeteler; gözler, göz altları, göz kapağı ve çevresindeki şişlikler için kuru gül ile hazırlanan ilaçlardır.
Göz etrafındaki şişlikler ve ağrılar için; Bir tutam kuru gül kahve cezvesi içinde yeterince su ile haşlanır, soğutulur. Ilık halde iken bir bezle veya gül yaprakları ile beraber göz kapaklarına pansuman yapılır.
Gülle hazırlanan ilaçların içinde en çok kullanılanı GÜL SUYUdur.
İbni Sina gül suyunun serinletici etkisinden dolayı baştaki hastalıklarda ve beyinde, çeşitli nedenlerden doğan ateşli hastalıklar için çok etkili olduğunu yazar.
Gül suyunun kaynatılarak buharına başın tutulması sarhoşluğu ve baş ağrısını geçirdiği geleneksel tıp kitaplarında yer almaktadır.
GÜL YAĞInın çok faydalı bir ilaç olduğu eski tıpta tekrar edilen bilgilerdendir. Cilt hastalıklarında, baş ağrılarında, beyni güçlendirici olarak, vücuttaki ağrı ve sızılarda özellikle tavsiye edilir.
İbni Sina ikinci kitabının yağlar bölümünde gül yağının faydasını; “Gül yağı beynin iltihaplanmasına başlangıcında ve sonrasında etkilidir, beynin gücünü çoğaltır ve anlayış gücünü artırır, belleği güçlendirir” demektedir.
GÜL SİRKESİ, eski tıpta ateş düşürücü ve hazmı kolaylaştırıcı olarak kullanılan kıymetli bir ilaçtı. Küçük çocukların yüksek ateşini düşürmek için gül sirkesi vücudu silmek etkili bir doğal ilaçtır.
Gül sirkesinin cilde faydaları;
Cam bir tonik şişesi edinin. Cam şişenin yarısına maden suyu doldurun. Şişenin kalanını da gül sirkesi ile doldurun. Bu doğal cilt toniğini her gün yüzünüze uygulayın. Yüzünüzdeki farkı kısa sürede aynada göreceksiniz. Gül sirkesi, cildi besler. Parlatır. Güneş lekelerinin, çillerin ve sivilce izlerinin geçmesini sağlar. Gül sirkesi, cildi nemlendirir. Gözenekleri sıkılaştırır. Yüzünüze gerginlik ve berraklık katar.
Zayıflamak için gül sirkesinden faydalanın;
Doğal gül sirkesini her sabah içerek zayıflayabilirsiniz. Her sabah uyanır uyanmaz 1 su bardağı suya 1 yemek kaşığı gül sirkesi koyun. Aç karnına için. Bu işlemi her sabah tekrarlayın. Gül sirkesi metabolizma hızınızı yükseltecek. Vücudunuzun yağ yakım hızı artacak. Böylece eğer diyet yapıyorsanız kısa sürede diyetin faydalarını görebileceksiniz. Daha kolay ve hızlı zayıflama gül sirkesi ile mümkün.
Gül sirkesi gargara yapmak için, göze damlatmak için ve dahilen günde 3-4 defa 1 tatlı kaşığı alınarak kullanılabilir.
Tamamlayıcı tıbbın önemli bir parçası olan aromaterapide gül özel bir yere sahiptir.
Gül yağının içinde bulunan feniletanol rahatlatıcı, uyku verici etkiye sahiptir.
Rahatlatıcı etkisi depresyon tedavisinde destekleyici olarak kullanılır. Ruhsal sıkıntı kaynaklı ağrılarda, üzüntü, teselli gerektiren gerilimlerde etkilidir. Doğum sırasında psikolojik etkisi ile doğumun kolay geçmesini sağlar.
Gül yağı alerjiye neden olmayan, doğrudan cilde sürülebilen nadir uçucu yağlardandır.
Aromaterapistler gül yağını kuvvetli bir mikrop giderici olması sebebiyle, her türlü kuru ve problemli ciltler, alerjik ciltler, egzema, yeni doku oluşumu ile yaraların kapanması durumlarında tavsiye ediyorlar.
Gül yağı ayrıca mide ve karaciğer problemlerinde temizleyici, iltihap giderici, spazm çözücü, kalp ve ince bağırsak fonksiyonlarını düzenleyicidir. Adet düzensizliklerinde kullanılır.
……………….
Gülün, Grekçe “kosmetikos” sözcüğünden türeyen “kozmetik” alanında kullanılmasına dair ilk ipuçlarını I. yy.’da yaşayan Galen’in “Lokal kullanılan reçeteler” isimli kitabında görüyoruz.
Temizleyici olarak kaliteli bir gül suyu hiçbir güzellik ürünü ile kıyas edilemez!
Makyaj temizlemek için en doğal, en zararsız, üstelik en faydalı ürün gül suyudur. Hafif makyajda gül suyu yüzü tamamen temizler. Yoğun makyaj temizliğinde ise, gül suyu gliserin ile takviye edilir. Yarım su bardağı gül suyuna bir büyük yemek kaşığı gliserin ilave edin ve çalkalayın. Mükemmel bir yüz temizleyiciniz hazır. Cildinize dost, üstelik onarıcı ve gençleştirici.
Yüz temizliğinden sonra tonik kullanma alışkanlığınız varsa gül suyu harika bir toniktir. Çünkü içeriğindeki maddeler cildi toparlar, gerginleştirir, temizleyici ve antiseptiktir.
Gül suyu tonik yeterli gelmezse, yeşil çay gül suyu karışımı tonik kullanabilirsiniz. Büzücü etkisi, antioksidan ve faydalı maddeler içerir.
Tarif; 1 yemek kaşığı yeşil çayı 1 çay bardağı su ile hafifçe haşlayın. Demlenmeye bırakın, soğuyunca süzün. Bir kahve fincanı yeşil çay üzerine bir çay bardağı gülsuyu koyup çalkalayın, eğer hafif serinlik etkisi tercih ederseniz karışıma 1 tatlı kaşığı alkol ekleyebilirsiniz.
Gül yağı kırışık giderici özelliği, cildi parlatması sebebiyle, tarihin her döneminde “güzellik iksiri” olarak tabir edilmiş.
Gülden yapılan güzellik kremini ilk kez, I. Yy’da yaşayan ünlü hekim Galen Roma sarayının güzel hanımları için hazırlamış ve beyaz renkli deriyi yumuşatan kremleri tanıyan hanımlar bir daha bundan vazgeçememişler.
Gül kremi özellikle havası kuru veya güneşli beldelerde yaşayan, deniz, kum deryasına dalan hanımlar için idealdir. Egzos gazlarıyla dolu büyük şehirlerin, modern iş kadınları için ise vazgeçilmezdir. Sabahları yüzünüze ince bir tabaka sürün ve makyaj hünerinizi onun üzerinde gösterin.
Ayrıca gül kreminden önce, yüzünüzü yıkamak için gül sabununu deneyin.
Bu bölüm, Prof. Dr. Ayten Altıntaş – Gül ilaçların en güzeli kitabından derleme..
……………
GÜL üzerine bütün ürünlerimize linki tıklayarak ulaşabilirsiniz;
www.purneva.com