4 Mayıs 2014 Pazar

6 Mayıs Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas peygamberin yeryüzünde buluştukları gün sayılıp, binlerce yıldır bayram olarak kutlanıyor.





6 Mayıs Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas peygamberin yeryüzünde buluştukları gün sayılıp, binlerce yıldır bayram olarak kutlanıyor.

6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimi, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimi sayılmakta.

Hızır'ın kim olduğuna dair çeşitli görüşler olup, Tasavvuf’ta bir veli olarak kabul ettiği gibi, peygamber olduğu da rivayet ediliyor. Zor durumdaki insanlara yardım etmesi, iyileri mükafatlandırıp, kötüleri cezalandırması, berekete ve bolluğa kavuşturması gibi özelliklerle bilinir. Hızır'ın, "hayat suyu" içtiği için sonsuza kadar yaşayacağına inanılır.

İlyas'ın peygamber olduğu konusunda ise genel kabul bulunuyor.  Hızır karaların ve havanın, İlyas ise suların hakimidir ve bu ikisi kış mevsiminin bitip baharın başlangıcı, bereket ve bolluğa adım atıldığı 6 mayıs’ta birleştiğinde, doğada var olan her şeye güç yetecek konuma gelinmektedir.

Hıdırellez gecesinde ve gününde neler yapılır

Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.

Hıdrellez gecesi 5 mayıs akşamı, Hızır'ın bereket vermesi için yiyecek kaplarının, erzak torbalarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır.

Dileklerin olması için bir kağıda resimleri çizilir, 05 mayıs akşam ezanından sonra kırmızı kurdale ile gül ağacı dalına dua edilerek asılır, yaygın dua şöyledir;

Bismillahirahmanirahim
Bin bir adım bir adım
Allah bir adım adım
Kerim kerem allah
Başımda bir duman var
Yardım eyle ya allah
La ilaha illallah muhammeden resullullah
Yetiş imdadıma hızır ile
Allah birsin sen kulla mişersin
Biz gibi kulların yardımcısı sensin
Hızır deryada erdim murada amin

Asılan dilek kağıtları 06 mayıs sabahı erkenden toplanır, akar bir suya atılır. Evdeki her kişi için yedi fasulye ya da yedi nohut ekilir, gelebilecek kötülüklerin bunlara gelmesi dilenir.

Hıdırellez günü, erkenden kalkılıp eve bereket dolması için kapılar açılır. Sabah gün doğarken kırlara, bağlara, bahçelere çıkıp buralarda Hızır’ın ayak izlerine basarak bolluğa ulaşmak dilenir. Gün içinde hiçbir yeşil dalından koparılmaz. 6 Mayıs günü ikindi zamanı Hıdırellezin bittiğine inanılır.

Yoğurt mayalama geleneği

Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Yörük köylerinde bir yıllık yoğurt mayası, Hıdırellez ve bu günü takip eden 2 gün süresince sabah ezanı ile tan ağarması arasındaki vakitte doğadaki bitkilerin üzerinden toplanan çiy tanelerinden sağlanır.


Trabzon-Şalpazarı İlçesi'nde maya katılmadan yoğurt yapılır. Mayalama sıcaklığındaki sütün içine besmeleyle bir tahta kaşık konur. Bu şekilde elde edilen maya bir yıl kullanılır. Gelecek yıl tekrar değiştirilir.



1 Mayıs 2014 Perşembe

Kokulu mumlar ve tütsü kanser yapıyor



                      



Doğal kokuların insan duygu durumunu pozitif yönde etkilediği konusunda birçok araştırma mevcut. Rahatlatan kokular, hafızayı güçlendirenler, ağrı dindirenler, mutluluk verenler… Ancak sentetik kokuların beyne verdiği ya da verebileceği zararlar hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Pozitif de olsa etkileri bu kadar kuvvetli olan kokuların hiçbir negatif etkisinin olmayacağını veya kötüye kullanılamayacağını düşünmek ne kadar mantıklı olurdu?

Parfümler merkezi sinir sistemini; baş ağrısı, baş dönmesi, zihin bulanıklığı, hafıza kaybı gibi nörolojik rahatsızlıkları; unutkanlığı; kaygı, depresyon, panik atak, dikkat dağınıklığı ve duygu durum bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkları tetikleyen nörotoksik kimyasallar içeriyor.
Aynı zamanda alerjiler, astım, sinüzit gibi solunum yolları ile ilgili rahatsızlıklara; spermde DNA bozulmalarına, kısırlık, doğum hasarları ve düşüklere, prostat ve göğüs kanserine; hiper veya hipotiroid, anormal cinsel gelişimler gibi hormonal bozukluklara; böbrek, kalp, karaciğer, akciğer ve bağışıklık sistemi hasarlarına sebep olmaktadır.
“Kanseri tetiklediği öne sürülen tütsü ve mumlar, Fransa hükümeti tarafından sağlık için tehlikeli bulunduğundan yasaklanmaya hazırlanılıyor. Fransa hükümetinin programında, önümüzdeki aylarda bu “kirletici”leri yasaklamak bulunuyor. Bu önlem, Ekoloji, Sağlık ve Konut İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan “İç Hava Kalitesi Eylem Planı”na dahil. Fransa’da 2009′da yapılan bir çalışma katılımcıların yüzde 9′unun en az günde bir kez, yüzde 15′inin ise bir ayda en az bir kez parfüm veya kokulu mumları kullandığını gösteriyor. Ama bunlar içerisinde mum ve tütsü en sağlıksız olanlar olarak görülüyor. Endüstriyel Çevre ve Riskler Ulusal Enstitüsü (INERIS) tarafından yayımlanan son raporda, “Çok koku yayıcı mumlar var ve bunların aylık kullanımı risk oluşturmaktadır. Tütsü kullanımında kronik ve akut kanserojen riski olabilir” deniliyor. Tütsüde; toksik maddeler tarafından yayılan ana partikül madde, benzen ve formaldehit bulunuyor. Mumların içinde de akrolein ve formaldehit partiküleri yer alıyor. Benzen, Avrupa Birliği tarafından insanlar için kanserojen olarak sınıflandırılıyor. Formaldehitin burun ve solunum yollarında tahriş edici bir gaz olduğu biliniyor. Bu nazofarenks kanseri kökeni ve aynı zamanda lösemi nedeni olarak kabul ediliyor. Yasaklı maddelerin kara listesi henüz hazır değil. Uzmanlar “Genellikle çok sayıda madde içeren tütsülerin tam bileşimini bilmek çok zor” diyor. Ancak polimerler aynı zamanda kokulu mumlarda koku birleştirmek için kullanılıyor. Tütsü, ezilmiş bitkiler (kabuğu kokulu ağaçlar, çiçekler ya da bitkilerden elde edilen reçine) yapılıyor. Uzmanlar “kirletici”lerin ne olduğunu tam olarak belirleyebilmek için çalışmalarına devam ediyor.
KOKULU ÜRÜNLER İNSAN NESLİNİ YOK EDİYOR
Aidin Salih (Gerçek Tıp Kitabı Yazarı)
“İnsanda koku duyusu hiçbir yardımcı iletim mekanizmasına ihtiyaç duymadan ve beyin tarafından kontrol edilmeden doğrudan görevli sisteme (limbik sistem) ulaşan tek duyudur. Limbik sistem, kalp atışları, kan basıncı, nefes alıp verme, hafıza, stres düzeyi ve hormon dengesinin kontrolüyle görevlidir. Kokular, duygusal hafıza, psikolojik ve fizyolojik hormonlar, üreme, büyüme ve tiroid hormonlarının üretimini uyarır.
Ancak sentetik kokular, doğal kokulardan 200 kat daha kuvvetli olduğu için bu sistemler üzerinde yıkıcı bir etkiye sahiptir. Bugün kısırlık sebeplerinden en önemlisi sentetik kokulardır. Sentetik kokular evlerimize deterjanlar, parfümler, vücut bakım ürünleri, oda spreyleri, alkolsüz esanslar ve daha birçok ürünle girmektedir.”
ÜRETİM SENTETİĞE KAYDI
Uzm. Dr. Yavuz Dizdar (Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü): Tütsüler aslında binlerce yıldır kullanılıyor. Buradaki sorun üretim metodolojisinin artık sentetik ve kimyasala kaymış olması. Formaldehit bunlardan sadece birisidir. Aynı sorun koku unsuru taşıyan sabun, duş jeli gibi ürünler için de geçerlidir. Banyo sırasında ortaya çıkan buhar, kalitesiz ürünlerin solunum sistemine etkisini kolaylaştırır. Ne var ki örneğin lösemilerdeki artışı bütünüyle tütsüye ve muma bağlamak da başını kuma gömmeye benzer. Çünkü ortalama kullanıma bakılınca, tütsü ve kokulu mum tüketimi seyrek ve sınırlıdır. Bunların üretildiği, dolayısıyla çok daha fazla solunmasına neden olan imalathanelerde yapılacak araştırmalar bilgi verici ve aydınlatıcı olacaktır.
GIRTLAK KANSERİ YAPAR
Prof. Dr. Erkan Topuz (Emsey Hastanesi Onkoloji Bölüm Direktörü): Kokulu mumların içindeki maddeler kanserojendir. İçerisinde formaldehit maddesi var. Parfümlerin içinde bulunan maddeler de kanserojendir. Alışveriş merkezlerinde çok kullanılıyor. Buralarda klimalar vasıtasıyla püskürtülüyor ve klimalar devamlı temizlenmediği için zararlı kimyasalları yayıyorlar. 50 yıldır tütsünün kanserojen olduğu zaten bilinmekte. Solunum yoluna etki ederek, kansere neden oluyor. Lösemi, lenfoma ve beyin tümörleri üzerinde etkili olduğu senelerce yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Nazofarenks kanseri çok önemli kanserlerden biridir ve tahrişe bağlı bir kanserdir. Tütsülerin içindeki yüzlerce çeşit madde nazofarenks, gırtlak, akciğer kanseri ile lösemi ve lenfomaya sebep olur.
Kaynak: sadehayat.com


Kokular ve İnsan Frekanslarına Etkileri, Beş Manevi Koku





Kokular, tıpkı sesler ve renkler skalasına benzeyen bir dizi frekanstan ibarettir. Beynimiz, beş duyunun verileri dahil, herşeyi frekanslar halinde algılar, çiçeğin kokusu, metalin sertliği, rengin maviliği gibi her algı, frekansların beyin tarafından koklama, görme gibi duyulara dönüştürülmüş halidir.
Her kokunun saniyedeki titreşim sayısı bize farklılıkları verir, sümbülü veya papatyayı  düşündüğümüzde, koku frekansını anımsayabiliyoruz. DNA, çeşitli frekanslar yayınladığı için, böyle bir foton alışverişi, canlıların içte ve dışta, bu anlamda etkileşimlerini ortaya koyar.
Canlıların sahip olduğu frekans seviyeleri, megahertz (MHz) olarak ölçülebiliyor. Tabi hepimiz, bu titreşimlerle tesir alışverişi yapabiliyoruz. Yiyecekler, içecekler belli biyofrekanslarla ölçümlenirken, koku ve esanslar, insan bedenindeki frekanslar üzerinde önemli etkilere neden olabiliyor.
Normal bir kişi 62 ile 72 MHz civarında bir frekans aralığında titreşiyor. Beynimiz normalde 72-90 MHz ile titreşirken, sağlığın tehdit altında oluşu 58 MHz’de, Kanser türü tablolar 42 MHz ile ölüme yaklaşma anları ise, 25 MHz ile belirlenebiliyor.
Esans yağlarının 52-320 MHz aralığında değişen frekanslarına örnek vermek gerekirse;  Lavanta 118, Nane 78, Melissa 102, Gül 320, Ardıç 98, Alman papatyası 105 MHz.
Bazı deneyler eşliğinde, esansların, kokuların, tütsülerin, içki, yiyecek, kahve gibi maddelerin frekanslarımızı düşürdüğü ya da yükselttiği tespit edilmiş. 69 MHz vücut frekansına sahip olan bir insan, sıcak bir çayı eline alır almaz, beden frekansı değişir, çayı içtiğinde 61 MHz’e iner, uçucu bir esansı koklar ve frekansı  68 MHz’e çıkar.
Negatif düşünce, insanın frekansını 10 birim düşürür, güzel olan düşünceler ise, 10 birim daha yükseğe taşır. Dua ve konsantrasyon çalışmaları oldukça yarar sağlayıp, 15 MHz’lik bir artışa yol açar.
Özellikle gül koklamak, gülsuyu ve gül esansı kullanmak büyük ölçüde frekans arttırarak, fiziksel gücü sağlıyor, nöronların iletimini güçlendiriyor, zira gülün frekansı çok yüksek.  Hz. Muhammed’in (S.A.V) saf gül kokusu, kalp nurunu, temizliği, iç alemin nice sırlarını işaret eder.
Yuhanna 12:3-8 kısmında, Meryem’in yarım litre kadar saf hint sümbülünden yapılmış değerli bir yağı Hz.İsa’nın ayaklarına döktüğü yazar. İsa, Yahuda’ya, “Meryem’e ne yapması gerektiğini söyleme. Bırak da, hoş kokulu yağı, benim gömüleceğim gün için saklasın” der.
Tevrat’ta ise, Özdeyişler.Bölüm 27: 9′da, 1 Davut oğlu İsrail Kralı Süleyman’ın özdeyişlerinde; ”Güzel koku ve buhur canı ferahlatır” sözü, bir diğer anlamda, bu tür bir kokunun frekansımızı yükseltmekteki aracılığına örnek sayılabilir.
Düşük titreşimli kokuların 70 MHz altında oldukları biliniyor, bunların da ruhsal dengeye yardımcı olabildikleri düşünülmüş.
Tabi bu frekans dizinleri içinde varsayılan somutluk ise, illüzyonun kendisidir, herşey atom altı parçacıkların frekansları ile verilerini yayar.
BEYAZ KOKU
Her kokunun tıbbi bileşenleri ayrı, kimi masumiyeti ve huzuru getirir, uzaktan bile, gizli etkisini gösterir, insanın temel doğasına etkir. Geçen yıl, bilim adamları 86 kokunun bileşiklerini aynı yoğunlukta damıtmıştı, daha sonra, farklı bileşiklerden, değişik karışımlar oluşturulmuş, en çok 43 adet olmak üzere, kokulardaki bileşik sayısı arttırıldığında , karışımlardaki kokuların birbirlerine benzerliğinin yoğunlaştığının saptanması ile ‘beyaz koku’ oluşturulmuştu. Bu türde bir beyaz koku, 30 ve daha fazla eşit yoğunluktaki bileşenden oluşuyor.
GÜZEL KOKU VE ŞUUR
Keyfi etkileyen bir duyu ile güzel koku, sıklıkla zihni açıyor ve iyi çalıştırıyor. Beyindeki olumlu çağrışımları hızlandırıp, hafızayı etkiliyor. Felsefi bir simya ilkesi ile, aromaterapi bağlantısı da kurulabilir. Belli kokuların kombinasyonları, mutlaka duygusal ve ahlaki yönde bile, karakterlere ayrı ayrı faydalı ve tedavi edici fiziksel etkiler taşır. Örneğin tütsü kullanımı, meditasyon sırasında bilinci yükseltmeyi kolaylaştıran bir uygulamadır. Farklı kokular ve uçucu yağların, insan bilinci üzerinde farklı yararlı etkilere sahip olduğunu biliyoruz.
Japon bilim adamları,  yasemin kokusunun, hızlı ve kalıcı öğrenmeyi sağladığını bulmuşlar.
Kokular, şuurumuza etkirken, bazen de garip davranışlara ve hislere neden olabilirler, parfümler hayal gücünü coşturabilir, çekiciliği arttırabilir. Mistik manada, kutsal ritüellerde toplantılarda kullanılan koku ve tütsüler değişik şuur durumlarını tetikleyebilir. Diğer yandan, bazı varlıkları cezbedici etkileri bulunan kokular, ikram edilen aromalar da gizemcilikte önem kazanır.
KISACA KOKU, VARLIKLAR VE İKRAM
Koku bir latife halindedir, ulvi alemlerin ve görevli meleklerin, ya da, müekkillerin, ulvi ya da sufli olsalar da, kendilerine özgü koku çemberleri bulunur. Duygu ve düşüncelerin de kendi kokuları  bulunur.
Kozmik anlamda melekler veya başka güç alanlarına ilişkin varlıkların kodları, bir kokunun frekansına kayıtlanmış olabilir, böylece bilinçaltı, onun enerjisi ie bağlantı kurmayı kesintiye uğramadan sürdürebilir. Davetlerde celp anında koku duyulur, ikram edilen koku ile, davet edilen görevlinin koku çemberinin, benzer frekansta olması esas alınır. Bunlar ruhani armağan veya bir tür adsorbe edilecek besin, bir tür  yiyecek haline gelebilirler. Her tütsü yakıldığında, her zaman cazibe alanı oluşmaz, ancak amaca uyan işlemler yapılırsa bu mümkün olabilir.
Koku ile cezbedilen değişik enerji alanları bulunur. Örneğin sürekli ayni parfümü kullanan bir bayanın bayılmaları sıklaşır, çare bulunamaz, parfümü bittiğinde, bir süre için alamayınca bayılmaları kesilir, parfümü kullanıldığında yeniden başlaması ile saptanan olgu; bu koku ile cezbedilen bir enerjidir ve bayanın nörolojik faaliyetini de olumsuz etkilemektedir.
AROMATERAPİK BAZI ÖRNEKLER
Okaliptüs: Melankolinin, üzüntü ve endişenin dağılması. Okaliptus yağı için tıklayın >>>
Sandal ağacı: Derin düşünce, hayal gücünü yüksekliği.  Sandal ağacı yağı için tıklayın >>>
Günlük: Olumsuz düşüncelerin, nazar enerjisinin uzaklaştırılması, sükun. Günlük yağı için tıklayın >>>
Gül: Dinginlik, huzur, sevgi.  Gül yağı için tıklayın >>>
Limon: Rahatlama, sinir yatışması.  Limon yağı için tıklayın >>>
Yasemin: Anlayış, kavrama, mistik algı.  Yasemin yağı için tıklayın >>>
Lavanta: Enerji, şifa, arınma. Lavanta yağı için tıklayın >>>
Papatya: Arı, içten duygular, sevinç hissi.  Papatya yağı için tıklayın >>>

BEŞ MANEVİ KOKU
Hui-neng, Zen Budisttir. 638 doğumludur, 713 yılında ölmüştür. Sade yaşam ve onurunun önemini kavrayıp anlatmıştır. Hui-neng, manevi koku metaforunu kullanarak, bilgelik yolunu göstermeye çalışmıştır.
Beş manevi koku:
1) AHLAK kokusunu süren; kötülük, kıskançlık, açgözlülük, nefret, hırsızlık ve saldırganlık taşımaz.
2) DENGE kokusunu süren; Kendi zihninde herhangi bir kesinti olmadan, nesnelerin iyi ve kötü özellikleri görme yeteneği ve istikrar kazanır.
3) BİLGELİK kokusunu süren; hiçbir zaman kendi zihninde tıkanıklık olmadan, her zaman sağduyu ile maddenin doğasını ve doğayı gözlemler, netlik sahibidir, iyilik ve nezaket özelliği taşır.
4) KURTULUŞ kokusunu süren; zihnini nesnelere sabitlemekten kurtarmıştır.
5) SEZGİ VE AÇIK GÖRÜŞ kokusunu süren; sessizlik içinde kendi özgün zihnini tanımayı, aydınlanmayı, uyumu, bencil kişiliğin arınmasını sağlamıştır, gerçek doğasının bilgisine sahiptir.
Bilgi, uygun çaba ile, deneysel adımlarla, uygulamalarla elde edilebilir. Bilgelik yolu uzundur ve dikkat gerektirir.  Sürekli farkındalıkla, beş manevi parfümü koklayarak, bu metaforu kullanan ise, iyi bir yolcudur.
Ferda Ercan Uyulan
Kaynak: http://www.haberlotus.com/