23 Ekim 2014 Perşembe

BEDEN VE RUH SAĞLIĞI KORUMA YOLLARI VE TAVSİYELER





BEDEN VE RUH SAĞLIĞI KORUMA YOLLARI VE TAVSİYELER – Ebu Zeyd Ahmed El - Belhi 



Ondördüncü Bölüm

SAĞLIĞIN TEKRAR KAZANILMASI

Kitabın başında beden sağlığıyla ilgilenmenin iki şekilde gerçekleşeceğini belirtmiştik. Bunlardan birisi insan eğer sağlıklıysa bu sağlıklı halinin korunması, ikincisi ise kişinin sağlığını kaybetmesi durumunda sağlığının yeniden kazandırılmasıdır.

Geçen bölümlerde sağlığı korumak için yapılan düzenlemelerden biçoğunu açıkladık. Sağlığın tekrar kazanılması ise tedavi sanatının içine girmektedir. Tedavi, tabibin işinin ana kısmı ve sanatının önemli bölümüdür. Bu kısmı, bedeninin sağlığıyla ilgilenen kimsenin tedavi konusunda yapılması gereken düzenlemelerin nasıl yapılacağını özet bir şekilde bulabileceği bir bölümle bitirmenin doğru olacağını düşündük.


Bedenin İyileşmesi İçin İhtiyaç Duyulan Tedavinin Miktarı

İnsan, bedenin sağlığını korumak için ne kadar çok çabalasa, sağlıklı kalmak için gerekli olan sebepleri ne kadar korusa da ya doğuştan gelen mizaç bozukluğu, ya yeme içme ve hayatın diğer ihtiyaçlarında yaptığı yanlışlardan ya da mizaçları değiştiren ve hastalıkları çoğaltan senenin mevsimlerinin tabiatından kaynaklanan rahatsızlıklar ve salgın hastalıklar gibi mevsimsel hastalıklara maruz kalması sebebiyle, bedenini sağlıklı halden hasta şekle sokan ve vücudun denge halini bozan rahatsızlıklardan kurtulamaz. Bunlar, kaçınılması mümkün olmayan soğuk ve sıcağın zararları ve dış etkenler sebebiyle oluşan rahatsızlıkların haricindeki hastalık nedenleridir.

Bu bahsettiğimiz yönlerden dolayı insan hastalıklara maruz kalır ve bu yüzden de tedaviye muhtaç hale gelir.


İlaçların İnsan Vücudundaki Etkileri, İnsanın Hangi İlaca Daha Çok İhtiyaç Duyduğu Ve Hangilerine İhtiyaç Duymadığı Hakkında

Bedenin tedaviye olan ihtiyacı açıkladığımız şekilde olmasına rağmen, ihtiyaç olmadığı sürece ilaçlarla ona yüklenmemek gerekir. Çünkü besinlerin tabiata benzeyen şeyler olmasından dolayı tabiat onlara meylederken, ilaçlar tabiatın zıddı olduğundan onları sevmez. İnsanın içine giren her ilaç; kuvvetli ishal eden ilaçların yaptığı etkilerde görüldüğü gibi, çekme ve kazıma/tahriş ile insanın gücünü kullanıldığı vakit hemen zayıflatır. Bu, insanın doğal gücünün bu ilaçları vücuttan atıp kendisinden uzaklaştırmak için çabalamasından dolayıdır. Çünkü tabiat ilaç kullanmaktan acı çeker ve kendisine benzeyen gıdayı kabul ettiği gibi ilacı kabul etmez. Dolayısıyla ilacın bedenden atılmasıyla vücudu ağır bir yükten kurtulmuş ve yorgunluktan istirahat etmiş bir şekilde görürüz. Bu yüzden eğer ilaç tekrar tekrar verilirse vücuda, sabun ve ona benzer elbise yıkamakta kullanılan şeylerin elbiselere yaptığı gibi etkiler yapar denilmektedir. Temizlik maddeleri ilk yıkamada elbisedeki kirleri arıtır, fakat ne zamanki tekrar tekrar yıkanarak elbiseye yüklenilirse onun parçalanması, yırtılması ve sağlamlığını kaybetmesini hızlandırır.

Bu yüzden çok şiddetli zaruret olmadıkça müshil ilaçlar almaktan kaçınmak gerekir. Çünkü müshil ilaçlar eğer bedende fazla hıtlar varsa onları çıkarır, bedeni temizler ve hafifletir, fakat fazla hılt olmadığı zamanlarda da vücuttaki doğal neme yönelir, onu vücuttan atar, azaltır ve hatta aşırı ishalle onu yok eder. Böyle bir durumda vücudun doğal gücü çözülür ve hastalıklar ortaya çıkar. Bu yüzden tıp sanatının öncüsü olan Hipokrat, “Sağlıklı vücutlara ilaç vermekte hayır yoktur” demiştir.

Tedaviye en çok ihtiyaç duyan kimseler güçlü ve sıkı bedenlere sahip olanlardır. Bunların bedenlerinin güçlü, sağlam ve gözeneklerinin ise kapalılığından dolayı buharların vücuttan çıkması kolay olmaz ve yapışkan hıltlar çoğalıp iç organlara dolar ve bu biriken artıklar çürüyüp hastalıklara sebebiyet verir. Bu tabiattaki insanların bedeblerinde birikmiş fusuli artıkların ishal yoluyla çıkarılması ve vücudun temizlenmesine ihtiyaçları vardır.

Bunun aksi tabiata sahip, etleri yumuşak, gevşek ve mecarileri geniş olan vücutlardan ise buharların ve fuzuli artıkların çıkışı kolay olur ve bu da onlar için doğal temizlenme olur. Bu tip vücutlara ilaçla yüklenmeye gerek yoktur. Eğer bu bedenlerde biraz artık toplanırsa organlarına fazla tesir etmeden onu temizleyeceken hafif müshillerle yetinilmelidir.

Burada açıklananlara binaen, çok ilaç kullanmayı ve ilaç alımını alışkanlık yapmayı tavsiye edip, bunun bedenlerin sıhhatini devam ettiren, bedenlere güç katan, uzun ömürlü olmaya sebep olan, vücudun doğal güçlerinin görevini yapmasını artıran bir şey olduğunu söyleyenlerin görüşlerinin yanlış olduğu söylenmelidir. Eğer onlar doğru bir şekilde düşünseler ve iyice araştırsalardı bu faydaların, tabiata zıt olan ilaçlar yerine tabiata benzeyen gıdalara izafe edileceğini bilirlerdi. Nitekim ihtiyaç olmadığında alınan ilaçlar tabiatı yıkma etkisi yaparken, ihtiyaç olduğunda alınan gıdalar tabiatın temel unsurlarını sağlamlaştıran, güçlerini koruyan etkiler yapar.

Hastalığın Tedavisinde Dayanak Olan Temel Prensip


Hastanın tedavisindeki ilk temel prensibin hastalığın onun zıddı olan bir ilaçla tedavi edilmesi olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla soğuktan kaynaklanan hastalık sıcak, sıcaktan kaynaklanan soğuk, nemden kaynaklanan kuru, kuruluktan kaynaklanan hastalık nemli özelliği olan ilaçla tedavi edilir. Aynı şekilde birkaç sebebin birleşmesinden kaynaklanan hastalıklar da bu yöntemle tedavi edilir. Yani eğer hastalık sıcaklık ve kuruluğun bileşiminden kaynaklanıyorsa, soğuk ve nemli ilaçlarla, sıcaklık ve nemden oluşuyorsa soğuk kuru ilaçlarla tedavi edilir. Bu metot, bedenin dengeli hale gelmesi için uygulanır. Çünkü insan hayatının devamı bu dört asıl maddenin dengeli olması iledir. Bunlardan birisi baskın olur ve diğerlerinin işini aksatırsa, bedenin oluşumu bozulur ve vücutta bu bozulma sabit hale gelir.

www.purneva.com

Hiç yorum yok :